Küresel Fırtınaya Rağmen İstikrar – Finansal, Ekonomik Ve Politik Çalkantıların Olduğu Bu Zamanda, Baz İstasyonu Kira Ön Ödemelerinin GSM Operatörlerine Ve Baz İstasyonu Sahiplerine Sağladığı Yararlar

Tercüme Eden: Orçun Oruç

Dünyamız son yıllarda birçok finansal, ekonomik ve politik çalkantıların rüzgarından etkilenmekte. Neredeyse her yeni gün, Avrupa ve bütün dünyada yeni bir “çalkantı” haber manşeti beraberinde getiriyor.

“Avrupa Merkez Bankası, Yunanistan’ın Eurozone’dan ayrılmasından çekiniyor.” – Reuters, 20 Nisan 2015
“Telefonica-Almanya, maliyetlerde tasarruf sağlamak için tam-zamanlı çalışanlarının %18’ini işten çıkaracak.” – Reuters, 24 Şubat 2015
“Nükleer Hayalet Geri Döndü: Günümüzdeki savaş tehdidi, Soğuk Savaş dönemindekinden çok daha yüksek.” – Der Spiegel, 13 Şubat 2015

Dünya genelindeki küresel çalkantıları göz ardı etmeyi göze alamazsınız. Bu yüzden, GSM operatörü bir firmada çalışan, tecrübeli bir yönetici olan size bu çalkantılar ne ifade ediyor? Ya da mülkünde baz istasyonu bulunan bir mülk sahibi olan sizin için bütün bunların anlamı nedir?

Kriz ve çalkantıların olduğu dönemlerde istikrarın değeri artar. Bunu hepimiz içgüdüsel olarak zaten biliyoruz. Black Scholes ve diğer modelleri oluşturan Opsiyon Fiyatlandırma Teorisi, bizlere çalkantıları da fiyatlandırmayı mümkün kılmıştır. Karmaşık çözüm yolları arasında kaybolmadan, basit yaklaşım der ki: “çalkantılar ve belirsizlik arttıkça, finansal araçların (örneğin opsiyonlar) da maliyetleri büyük ölçüde artar”. Bir başka deyişle “çalkantılar artarsa istikrarın değeri yükselir”.

Krizlerle çevrelendiğimiz bugünlerde, ileriye dönük düşünen GSM operatörü yöneticileri, yönetim, güvenilirlik ve uzun vadedeki performans unsurlarında çalkantıları ve belirsizliği azaltmanın yollarını arayacaklardır. GSM ağı noktaları ve merkezlerinin büyük bir oranının ayrı ayrı mülk sahiplerinin mülklerinde kurulması dolayısı ile, GSM ağları teknoloji dünyasında tektir. Bu durum, demiryolu makas ve kontrol noktalarının her 200 metrede bir, kira kesen farklı farklı mülk sahiplerinin mülklerinde bulunması gibi birşeydir. Demiryollarında gerçekten böyle bir durum olsaydı, işletimde “belirsizlik”e dayalı birçok zorluklar çıkar ya da farklı mülk sahibi sayısının fazlalığından dolayı biçok çalkantılar patlak verirdi.

Baz İstasyonu Olan Mülk Sahibi Sayısının Azlığı, GSM Operatörlerinin Risk ve Maliyetlerini Düşürür
Yüksek sayıda mülk sahibi ile muhattap olmaktan ötürü GSM ağları, belirsizlik ve çalkantılarla yüzleşmektedir. Bu tür sorunların basitçe çözümü, mülk sahibi sayısının azaltılması, kalan mülk sahipleri ile de şartlar üzerinde yazılı anlaşmalar yapılmasıdır. Az mülk sahibi demek, az sorun demektir. Az sayıda mülk sahibi ayrıca daha düşük maliyeti de beraberinde getirir. Bu, “ölçek ekonomieri” prensibinin pratikte uygulamasıdır.

Ölçek ekonomilerin yararları, ileriyi düşünen GSM operatörleri için çok açıktır. Eğer bu doğru olmasa, neden operatörler kule portföylerini kule şirketlerine satsınlar? Kuleler için geçerli olan “ölçek ekonomileri” kira sözleşmelerinde de geçerlidir. GSM operatörleri, IAI’nin sahibi olduğu dünya genelindeki 2.100’den fazla baz istasyonu üzerinden hali hazırda fayda sağlamaktalar. Biz bir tehdit değiliz; uzun vadede güvenilir bir ortağız. Operatörlere sağladığımız faydaların içinde açıkça tanımlanmış kira şart ve maddeleri de bulunmaktadır. Finansal, ekonomik ve politik krizlerin yaşandığı günümüzde, şart ve maddelerin tanımlanmış ve sözleşmeye dökülmüş olmasının değeri açıktır.

İnsanlar GSM operatörlerine fayda sağlamasından ötürü IAI’yi, özellikle kriz zamanlarında, mülk sahiplerine zarar verecek bir tehdit olarak görebilirler. Ancak bu varsayım birçok nedenden dolayı yanlıştır. Örneğin, biz bir baz istasyonu sözleşmesi satın aldığımızda aynı zamanda “bütün riskler”i de mülk sahibinden devralıyoruz. Devraldığımız risklerin içinde baz istasyonunun sökülmesi riski de dahildir. Sökülme riskinin hesaplanmasından önce IAI, müstakil mülk sahiplerinin baş edemeyeceği bu riski nasıl azaltabiliyor ya da ortadan kaldırabiliyor?

“Ya Hep Ya Hiç” Karşısında Baz İstasyonu Kira Sözleşmeleri Portföyümüzün Gücü
Müstakil baz istasyonu sahipleri, GSM operatörlerinden kazandıları baz istasyonu kira gelirlerinde “ya hep ya hiç” riski ile karşı karşıyadırlar. Örneğin, bir mülk sahibi Münih kentinde E-Plus baz istasyonuna sahip. Telefonica firması E-Plus firmasını satın aldığında, bu mülk sahibinin baz istasyonu yakınında bir Telefonica baz istasyonu varsa bu mülk sahibinin kira gelirlerine ne olur? Telefonica, bu mülk sahibinin E-Plus baz istasyonunu “gereksiz” olduğu neticesi ile sökerse ne olur? Mülk sahibi kira gelirini kaybeder. Telefonica firmasının Almanya genelinde 16.000 E-Plus ve Telefonica istasyonunu sökmeyi planladığını göz önüne aldığımızda “ya hep ya hiç” durumunun gerçekliğini anlayabiliriz.

IAI ve arkasındaki global yatırım grupları, dünya genelinde 2.100’den fazla baz istasyonundan oluşan bir portföye sahiptir. Biz bir baz istasyonu kira sözleşmesi satın aldığımızda, bu baz istasyonunun sökülme riskinin de olduğunu biliyoruz. Mülk sahiplerine teklif verdiğimizde yatırım firmamızın finansal hedeflerine ek olarak bu riski de hesaba katıyoruz.Bizim portföyümüzde bile baz istasyonları sökülebiliyor. Ancak, bu baz istasyonları söküldüğünde dahi geriye kalan baz istasyonlarımızdan kazanmaya devam ediyoruz. Bu, tek bir baz istasyonunun sökülmesinin riskini en aza indirmemize olanak sağlıyor.

Küresel Krizle Beraber Artan Sökülme Riski
GSM operatörleri, yıllar içinde artan finansal baskı nedeni ile masraflarını kısma yolları bulmak durumundadır. Finansal krizler öncesinde, ayrı GSM operatörlerinin ve ağlarının kendi aralarında paylaşım yapmaları pek sık görünen bir durum değildi. Ancak finansal krizlerin patlamasından itibaren sökülen baz istasyonu sayısı, önceki yılların çok çok üstüne tırmanmıştır. GSM ağ paylaşımları ve ortaklık programları da bütün dünyada artış göstermektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi, sadece Almanya’da Telefonica ve E-Plus 16.000 tane baz istasyonunu sökmeyi planlıyor. “Ya hep ya hiç” durumundaki müstakil mülk sahipleri, baz istasyonlarının sökülmesi riskini ve kaybını azaltamayacak haldedirler. Biz ise IAI olarak küresel portföyümüz ile beraber bu riskleri azaltmaya hazırlıklıyız. Baz istasyonlarının sökülme risklerinden kurtulmak, baz istasyonu sahiplerinin IAI ile işbirliği yapmayı tercih etmesinde kilit bir noktadır.

Kira Gelirinizi Yastık Altında Tutmayın – Özellikle de Risklerin Yükseldiği Bu Dönemde
“Gelirini yastık altında saklama” bilinen bir deyimdir. Anlamı da açıktır. Paranızı, olduğu yerde tutmak yerine yeniden yatırımda kullanın. İstikrarlı bir ekonomide bile kira gelirleri yastık altında tutulabilen bir gelirdir – ve bu yastığın alev alıp yanması olasılığı da hep vardır. Risklerin (örneğin sökülme riski) yükseldiği ekonomik şartlarda ise, ileride elde edilmesi garanti olmayan kira gelirlerine karşılık “toplu ve tek seferde” ödeme almak çok daha ihtiyatlı bir karar olacaktır. Ayrıca finansal ve ticari zekaya sahip mülk sahipleri bizden elde edebilecekleri toplu geliri farklı yatırımlarda kullanarak daha fazla kazanç elde edebileceklerini de idrak ederler. Alternatif yol ise kira gelirlerinin yastık altına saklanmasıdır.

Bu blog yazısı, GSM operatörlerinin ve mülk sahiplerinin, IAI’nin baz istasyonu kira ön ödemeleri sayesinde elde edebildikleri faydaların sadece birkaçını anlatmaktadır. Bu faydalar, istikrarlı ekonomik ve politik koşullarda oldukça büyüktür. Ancak bu faydaların büyüklüğü, istikrarsızlığın ve belirsizliğin artması ile daha da yükselir. Finansal, ekonomik ve politik şartların dünyayı sarstığı günümüzde, IAI ile işbirliği yaparak belirsizlik ve risklerden kurtulmayı hala düşünmediyseniz şimdi tam sırası.

Başlık: Küresel Fırtınaya Rağmen İstikrar – Finansal, Ekonomik Ve Politik Çalkantıların Olduğu Bu Zamanda, Baz İstasyonu Kira Ön Ödemelerinin GSM Operatörlerine Ve Baz İstasyonu Sahiplerine Sağladığı Yararlar
Güncellenmiş: Haziran 16th, 2017
Yazar: IAI
« Blog'a Dön